Ev temelli erken çocukluk eğitimi ve Cene’nin rengarenk dünyası
Türkiye’deki çocuklar, pandemiye rağmen, erken çocukluk eğitimine ulaşabiliyorlar.

- Türkçe
- English
Şanlıurfa, Türkiye - Elreca ailesi, 2015 yılında Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınarak buradaki 3,6 milyon Suriyeli mülteciye katıldı. Aile, evlerini geride bırakarak Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan Şanlıurfa’ya ulaşarak ülkeye giriş yaptı.
“Orada kendi evimizde oturuyorduk, burada kirada oturuyoruz. Kiralar da çok pahalı” diyor 27 yaşındaki anne Gufran. Bu sırada babası ve kardeşini kaybettiğini anlatan Gufran, “Üniversitede ziraat mühendisliği okuyordum fakat savaş yüzünden ikinci sınıfta eğitimi ve aile mi bırakmak zorunda kaldım” diye ekliyor.
Gufran, çocukları Cene (5), Usame (2,5), Bilal’e (4 aylık) bakarken, eşi Munir (32) de hal pazarında hamallık yapıyor. “Eşim Suriye’de zihinsel engeli olan bireylere öğretmenlik yapıyordu, ama şimdi ancak günlük işlerde çalışıyor” diyor Gufran. COVID-19 sürecinde de baba çalışamadığı için aile ekonomik yönden pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kalmış.

EÇE ekipleri bir yandan ev ziyaretleri yaparak program hakkında ailelere bilgi verirken, diğer yandan da okula, sağlık hizmetlerine ya da diğer kamu hizmetlerine erişimde güçlük çeken aileleri belirliyorlar.

Cene’ye 6 haftadır eğitim veren ev temelli EÇE öğretmeni “Cene bir şeyler öğrenmek konusunda çok istekli. Ben de rakamları söylerken, ona hem Türkçelerini hem de Arapçalarını öğretiyorum. O zaten Türkçelerini de önceden YouTube’dan izleyip hazırlanıyormuş” diyor.
Gufran, Cene’nin bu eğitim sayesinde renkleri, aynı ve farklı kavramlarını, kalem tutmayı, doğru ve yanlışı ayırt etmeyi, sayı saymayı ve sayıları sıralamayı öğrendiğini söylüyor. “Önceleri bir şeye öğretmeye çalıştığımızda zorlanıyorduk. Ama bu eğitim eğlenceli olduğu için sürekli öğretmenin gelmesini bekliyoruz” diye ekliyor.
Cene’ye öğretmeninden neler öğrendiğini sorduğumuzda ise Cene “Renkleri öğrendim!” diyor ve neşeyle bize tek tek renkleri saymaya başlıyor: “Kırmızı, mavi, yeşil, sarı…” Bütün aktivitelerin arasında, Cene’yi en çok heyecanlandıran ise öğretmeninin getirdiği ahşap evi boyamak olmuş.


Öğretmeni Tuba, “Cene’nin ailesi kitap alamıyor, defter alamıyor. Ekonomik durumu iyi olmayan ailelere bu olanakları sağlıyoruz. Okula gidemeyen çocuklar için bunun daha verimli olduğunu düşünüyorum” diye ekliyor.
Çocuklara haftalık olarak verilen etkinlik kitapları, çocukların COVID-19 sırasında evdeki malzemelerle kolayca yapabilecekleri aktiviteleri içeriyor. Annelere Arapça olarak dağıtılan haftalık notlar ise, sağlıklı çocuk gelişimi dahil olmak üzere pek çok konuda bilgi içeriyor. Öğretmenler; annelerin, beslenme, çocuk psikolojisi ya da oyunla ilgili pek çok bilgi içeren ev postalarından öğrendiklerini mutlaka komşu ve akrabalarıyla da paylaşmalarını tembihliyor.

Baba eğitim programı da, annelere yönelik ev temelli eğitim programı ile eş zamanlı olarak yürütülüyor. Her hafta, babaların çocuklarına bir adet hikâye okuması isteniyor. Hikâye kitapları, çocukların hikâye ve resimler hakkında sorular sorarak etkileşimli bir okuma yapmalarına olanak tanıyor. Her hikâye ile ilgili ek bilgiler, WhatsApp grupları üzerinden baba eğitimini alan velilerle paylaşılıyor.
Cene’nin annesi, “Cene özellikle öğretmeninin gönderdiği hikâyeleri çok beğeniyor. Bana ve babasına öğretmenlerinin gönderdiği hikâyeleri tekrar tekrar okutuyor” diyor.

Cene’nin babası da verilen hikâyelerin çocuklarının gelişimine çok katkıda bulunduğunu söylüyor. Münir gibi pek çok baba da akşamları ya da hafta sonları bu hikâyeleri çocuklarına okuyor. Babası, Cene’yle birlikte hikâyedeki mimikleri taklit ediyor, farklı karakterlerin duyguları üzerine de onunla konuşmayı ihmal etmiyormuş.

Vedalaşırken Cene’ye ileride ne olmak istediğini sorduğumuzda “Doktor” diyor ve sonrasında yine o kocaman gülümsemesiyle bizlere el sallıyor.
2021 yılında 3-5 yaş grubundan 18.000’in üzerinde mülteci çocuk ev temelli erken çocukluk eğitimi aktivitelerinden yararlandı, toplamda ise 20.000’in üzerinde Türk ve mülteci çocuğa ulaşıldı. Programın amacı, dil ve motor becerileri geliştirerek çocukları Türk okullarında başlayacakları birinci sınıfa hazır hale getirmek.
Ev temelli erken çocukluk eğitimi (EÇE) programı, UNICEF, GAP İdaresi ve Türkiye Kalkınma Vakfı iş birliğiyle gerçekleştiriliyor ve ABD Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu (BPRM) ile Japonya Hükümeti’nin finansal desteği ile gerçekleştiriliyor. Program, Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan ve mülteci sayısının en yüksek olduğu on bir ildeki Suriyeli mülteci çocukları hedef alıyor.
