Erken Çocukluk Eğitimi Yaz Anaokulu Programı her çocuğa oyun ile ulaşıyor
Erken Çocukluk Eğitimi Yaz Anaokulu Programı sayesinde çocuklar aynı anda hem öğreniyor hem de oyun oynayarak temel becerilerini geliştiriyorlar
- Mevcut:
- Türkçe
- English
25-26 Ağustos 2022 Hatay, Türkiye - “Burada mutluyum çünkü aynı anda hem oynuyor hem ders çalışıyor hem de öğreniyorum.” diyor büyük bir heyecanla Elman. O, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve UNICEF iş birliğiyle uygulanan Erken Çocukluk Eğitimi (EÇE) Yaz Anaokulu Programı sayesinde dil ve temel becerilerini geliştiren çocuklardan bir tanesi.
“Bu çocuklar maddi gücü olmayan ve bu programdan daha önce yararlanmayan çocuklar arasından seçildi. Erken Çocukluk Eğitimi Yaz Anaokulu Programı, çocukların dil, sosyal ve fiziksel gelişimlerini daha rahat hızlandıran bir uygulamadır. İlkokula hazırlık süreçlerinde, oryantasyonlarını daha çabuk tamamlayıp öğretmenlerine arkadaşlarına uyum sağlayabilirler.” diyerek programı anlatıyor Elif Öğretmen.
Esma, “Ödev yapmayı aktiviteleri ve oyun oynamayı çok seviyorum.” diyerek oynamayı en sevdiği kurbağa ile poz veriyor. “Buraya ilk geldiğimde utanmıştım ama şu an çok iyiyim, çünkü artık korkmuyorum ve 1. sınıfa gitmek istiyorum.” Esma, büyüyünce kötüleri yakalamak için polis ve aynı zamanda diş hekimi olmak istiyor. “Esma çok içine kapanık bir kızdı, okula geldikten sonra özgüveni gelişti ve yaşıtlarıyla daha iyi anlaşarak kendini daha rahat ifade etmeye başladı. “ diyor Esma’nın annesi.


Erken Çocukluk Eğitimi Yaz Anaokulu programı, UNICEF ve Millî Eğitim Bakanlığı ortaklığında, Mülteciler ve Göç Bürosu’nun (BPRM) finansal katkısıyla, Türkiye’nin güneydoğusundaki 9 ildeki 90 okulda hayata geçiriliyor. Program, daha önce EÇE hizmetinden yararlanmamış ve seneye birinci sınıfa gidecek Türk ve mülteci çocukları hedef alıyor.
Yaz okulu sayesinde Türkçesi gelişen çocuklardan biri olan Miran ise, burayı çok sevdiğini çünkü öğretmenlerinden Türkçe öğrendiğini söylüyor heyecanla. “Büyüyünce öğretmen olmak istiyorum çünkü ben de çocuklara Türkçe öğretmek istiyorum.” diyor.

Maram, ‘Haftanın günleri yedi tane, Pazartesi….’ tekerlemesini söylüyor. Bu tekerlemeyi ve alfabe, rakamlar gibi pek çok şeyi bu okulda öğretmeninden öğrenmiş. Maram, en sevdiği şeyin arkadaşlarıyla oynamak olduğunu söylüyor. Yerinde duramayan Maram, arkadaşını kaldırarak kahkahalar içinde poz veriyor. Bununla kalmayıp elimizden tutarak okulda oynamayı en sevdikleri yer olan kaydırağa bizi götürüyor, gülümseyip fotoğrafını çekmemizi istiyor.
“Sarı, yeşil, kırmızı…” Belishan renkleri Türkçe sayarken kendisi pembeler içerisinde. O da bu yaz okulunda Türkçesini geliştirmeye çalışmış. “Burada güzel zaman geçiriyorum, arkadaşlarımı ve öğretmenimi çok seviyorum. Legolarla oyun oynamayı da çok seviyorum.” diyor ve onu bekleyen arkadaşlarının yanına oyun oynamak için koşuyor.
Belishan’ın öğretmeni, “Özellikle dil gelişimine önem verdik çünkü çoğu kendini Türkçe ifade edemiyordu. Şu anda daha rahat kendilerini ifade ediyorlar, özellikle Suriyeli ve Türkiyeli çocuklar arasında iletişim ilerledi.” diyor.
Yaz okulu boyunca çocuklar, yemek zamanı, okuma aktiviteleri, bahçe oyunları gibi çeşitli etkinliklere katıldılar. “Bu aktiviteler sayesinde ilkokul için çok önemli olan kalem tutma becerisini geliştirdiler, eşya düzenlerini sınıf kurallarını öğrendiler. Çocuklar ilk geldiklerinde öğretmen demeyi bile bilmiyordu, bu kadar yabancıydık birbirimize. Şimdiyse korkuyla bakmıyorlar. Öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla iletişim kurmaya başladılar.” diyor Yeliz öğretmen. Çocuklar mutlu bir şekilde bahçe aktivitelerinden biri olan kendi yaptıkları uçurtmaları uçurtmaya başlıyorlar.
“Bu program geçici koruma altındaki ailelerin çocukları ile Türkiyeli ailelerin çocukları arasındaki sosyal uyumu çok geliştirdi. Özellikle birbirlerini izlemek daha çabuk öğrenmelerini sağladı. Veliler de çocukların çok yol kat ettiğinin farkında onlardan da olumlu dönütler alıyoruz.” diyor Yeliz öğretmen.