Çocuk ve Aile Destek Merkezi engelli minik Murat'a umut oldu

Hibe Saban 18 yaşında, hayali ise doktor olmak. 9 yaşındaki kardeşi Murat onun ilham kaynağı. Murat, Down sendromlu bir çocuk. Hibe, Halep’te büyürken hep onun hastalığına bir çare bulmayı düşlermiş.

Marina Filcheva
Hibe'nin Down sendromlu küçük kardeşi Murat, Adana'daki Çocuk ve Aile Destek Merkezi'nde diğer çocuklarla sosyalleşmeyi öğreniyor. Fotoğraf: UNICEF Turkey/2017/Filcheva
UNICEF/Filcheva
02 Şubat 2017

ADANA, 2 Şubat 2017 - Hibe Saban 18 yaşında, hayali ise doktor olmak. 9 yaşındaki kardeşi Murat onun ilham kaynağı. Murat, Down sendromlu bir çocuk. Hibe, Halep’te büyürken hep onun hastalığına bir çare bulmayı düşlermiş. Ama üç yıl önce Suriye’deki savaş tüm umutlarını yok etmiş.  

Hibe, ergenlik dönemindeki o dertsiz, sıkı bir şekilde okuluna odaklandığı ama aynı zamanda Halep’in kafelerinde arkadaşlarıyla da bulaşabildiği günlerini acıyla hatırlıyor. Makine mühendisi babası Muhammed onu ve dört kardeşini de iyi okullara göndermiş. Hava bombardımanları 2013’te başlamış. Saldırılarda Hibe’nin okulu yerle bir olmuş. Ailesini Türkiye’ye kaçmaya ikna eden de Hibe imiş.

Saban ailesi şimdi Türkiye’nin güneyinde tahmini olarak, aralarında Hibe’nin yakınları da olmak üzere 150 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Adana’da yaşıyor. Burada ancak araba boyacısı olarak iş bulabilen babası Muhammed ayda 1000 lira, yani Türkiye’deki asgari ücretin altında kazanıyor. Bu yüzden de aile geçinmekte zorlanıyor. Çocuklardan hiçbiri okula gitmiyor. Ay sonunu getirebilmek için Hibe’nin 12 yaşındaki kardeşi Abdul bir terzide çalışıyor haftada 50 lira kazanıyor.

“Türkiye’de bundan farklı bir gerçek bekliyordum,” diyor Hibe gözleri yaşlarla dolarak. “Şaşırdım, hayal kırıklığına uğradım ve kendimi güvende hissetmedim. Bir gün doktor olabileceğime dair inancımı kaybettim.”

UNICEF’in ortaklarından Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin (SGDD) sosyal çalışanlarının ziyaret ettiklerinde, aile büyük bir yoksulluğun içine düşme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Saha çalışanları ekibi Hibe’nin ailesini “çok zor durumda” olarak tanımlayarak acil durum nakit desteğinden yararlanabilecek aileler arasına aldı. Saban ailesine bugüne kadar her biri 900 lira değerinde 3 elektronik kart verildi. Aile bu sayede beş ay boyunca ihtiyaç duyacakları temel gıdaları satın alabildi.

Murat ise UNICEF’in Adana’da SGDD tarafından işletilen Çocuk ve Aile Destek Merkezi’nde diğer çocuklarla sosyalleşebilmeyi öğreniyor. Hatta bu yaz yüzme derslerine bile katılmış. Tüm bu yardımlar, annesi Hatice’nin ailesinin geleceği ile ilgili endişelerini de yatıştırmış.

Aile Murat için gerekli tıbbi yardıma erişmek konusunda da bir hayli zorluk çekmiş. SGDD personeli, Murat’ın hem hastanelerde hem de eğitim merkezlerinde özel hizmetler alabilmesi için hak kazanmasını sağlayan özel sağlık raporunun çıkarılmasında da Saban ailesine yardımcı olmuş.

“Murat artık haftada iki kez özel bir okula gidebiliyor,” diye anlatıyor annesi Hatice ve ekliyor: “Eğer bize bu destek verilmeseydi, bu mümkün olmazdı.”
 
Saban ailesi yavaş yavaş o boğucu çaresiz günlerini geride bırakıyor. Merkezin düzenli ziyaretçilerinden bir haline gelen Hatice burada çocukları için psikososyal destek ve tıbbi danışmanlık hizmeti alıyor.

Hibe de mücadeleyi bırakmıyor. Yeni birkaç arkadaşı edindi ve günlerini evde Murat’a bakarak geçiriyor. SGDD’nin merkezini ilk kez Kasım ayında ziyaret etti. Burada Murat’ın diğer çocuklarla oynamasını izlerken, onu hep gözlerinde endişeyle takip ediyordu. Sonra annesi ile göz göze geldi ve birbirlerine gülümsediler. En azından, artık umudunu kaybetmemesi gerektiğini biliyor.
 


ÇOCUKLAR İÇİN ORTAKLIK: Adana’daki Çocuk ve Aile Destek Merkezi (ÇADM) SGDD ve UNICEF’in ortaklığı ve Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları Genel Müdürlüğü’nün (ECHO) finansal desteğiyle açıldı.

Merkez, zor koşullarda yaşayan mülteci çocuklara, gençlere ve ailelere, duygusal sağlıklarını iyileştirmeye, göçmenlere ev sahipliği yapan bölgelerde sosyal uyumu desteklemeye ve günlük hayatlarında ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerle donatmaya yönelik bir dizi hizmetler veriyor. 2016’nın Mayıs ayında açıldığından bu yana merkez 8 binin üzerinde çocuk ve aileye ulaştı.

Merkezdeki hizmetler çocuk koruma uzmanları, sağlık eğiticileri, hemşireler, aile danışmanları, psikologlar, sosyal çalışanlar ve gençlik çalışanlarının yanı sıra gönüllüler, çevirmenler ve saha ekiplerinin desteğiyle sağlanıyor. Ulusal çocuk koruma sistemlerinin ana bileşenlerinden birini oluşturan merkez aynı zamanda göçmen çocukların en acil ve en kritik koruma ihtiyaçlarının önlenmesi, tespit edilmesi, yönetilmesi ve/veya resmi makamlara yönlendirilmesi konusunda da önemli bir rol oynuyor.