İsmail, ev temelli erken çocukluk eğitimi ile eğitime adım atıyor
Ev temelli erken çocukluk eğitimi ile çekingenliğini yendiğini öğrendiğimiz İsmail’e büyüdüğünde ne olmak istediğini soruyoruz. “Kötüleri yakalamak istiyorum” diyor muzipçe gülerek.

- Mevcut:
- Türkçe
- English
Şanlıurfa, Türkiye – Al Mustafa ailesi Halep’teki hayatlarını bırakıp Suriye’den Şanlıurfa’ya geleli 9 yıl olmuş. Sınırı geçmeye çalışırken 5-6 gün boyunca sokakta kaldıklarını söyleyen anne Hanse Hussel (40), yolculukları sırasında büyük zorluklar yaşadıklarını ifade ediyor.
Hanse; Mahmud (20), İbrahim (17), Yusuf (14), Safa (12), Merve (12), Miray (10) ve en küçükleri İsmail (5) olmak üzere 7 çocuğuna bakıyor. Baba Ahmed Al Mustafa ise serbest meslekle uğraşıyor ve bölgede iş çıktığı zaman gidiyor. Hanse, “Oturduğumuz ev emanet” diye buruk bir şekilde ekliyor.
“Buraya geldikten sonra bir şeyleri yoluna koyduk. Ama o süreçte okutmam gereken çocuklarım vardı. Maddi süreç buna imkan vermediği için en büyük çocuklarımı okutamadım” diyen Hanse, bu yüzden, Ev temelli Erken Dönem Çocukluk Eğitimi (EÇE) programından yararlanan en küçük çocuğu İsmail’in eğitimine büyük önem veriyor.
2021 yılında 3-5 yaş grubundan 18.000’in üzerinde mülteci çocuğa ev temelli erken çocukluk eğitimi aktivitelerinden yararlanırken, toplamda ise 20.000’in üzerinde Türk ve mülteci çocuğa ulaşıldı. Programın amacı, dil ve motor becerileri geliştirerek çocukları Türk okullarında başlayacakları birinci sınıfa hazır hale getirmek.
EÇE ekipleri bir yandan kapı kapı ziyaretler yaparak program hakkında ailelere bilgi verirken, diğer yandan da okula, sağlık hizmetlerine ya da diğer kamu hizmetlerine erişimde güçlük çeken aileleri belirliyorlar.
“İsmail, eğitimden önce daha çok sokaktaydı, eve pek girmiyordu. Eğitime başladığımızdan beri her hafta eğitimin günününü, saatini bekliyor. Bu onda alışkanlık oldu. Yabancılara karşı biraz çekingendi, bunu biraz daha yendi, biri geldiğinde artık daha çok konuşabiliyor” diyor.

7 haftadır aileyi ziyaret eden öğretmen Zeliha, “İlk geldiğimde, hep sokakta olduğu için kalem tutma becerisi yoktu. Şimdi kalem tutma becerisi gelişti ve sayı saymayı öğrendi, renkleri kavrayabilmeye başladı. Henüz 7. haftada olmamıza rağmen çok güzel boyama yapıyor, bayağı ilerletti kendini” diye ekliyor.
İsmail’e ev temelli erken çocukluk eğitimi kapsamında neler öğrendiğini sorduğumuzda ise, “Boyama ve sayıları öğrendim, daha ileride de öğretmenim bana neler verecek merak ediyorum” diyor. Öğretmeni de, “Sayıları, şekilleri, kavramları öğrenirken hep Türkçesini de istiyor bizden. Merak ediyor çünkü” diyor.

Başta İsmail’in kendisinden çok çekindiğini ve iletişim problemleri yaşadıklarını anlatan Zeliha, “Annenin de eğitime katılımı sayesinde o çekingenliğini yendi. Mesela diyelim ki ben o hafta ona hangi sayı varsa onu öğretirken, ‘Anneyle birlikte de tekrar edin’ diyorum. Yalnız olmadığını görüyor ya , o yüzden çekingenliğini bana karşı da yendi. Bu haftalarda da, onunla, daha samimi olmaya başladık ” diyor.
İsmail’e büyüdüğünde ne olmak istediğini sorduğumuzda, “Polis olmak istiyorum. Kötülük yapanları yakalamak istiyorum” diyor muzipçe gülerek.
Ev temelli erken çocukluk eğitimi üç ana bileşenden oluyor. Çocukların Kovid-19 süresince evde yapabileceği aktiviteleri içeren etkinlik kitapları, annelerin çocuk gelişimiyle ilgili bilinçlendirilmesini hedefleyen ev temelli eğitim programı ve babaların çocuklarının gelişimi için hazırlanmış hikâyeleri çocuklarıyla paylaştıkları Baba Eğitim Programı.

Çocuklar, etkinlik kitaplarını kullanarak her gün aileleriyle birlikte oyunlar oynuyor. Bu uygulamanın aile içindeki iletişimi çok güçlendirdiğini söyleyen Zeliha, “Çocuk sokakta oynamak yerine evde verdiğimiz materyallerle oyunlar üretebiliyor” diyor.
Bütün aile İsmail’in eğitimine çok önem veriyor. Annesi, İsmail’in EÇE kapsamında yaptığı resim ve egzersizleri duvara asmak için topladığını söylerken, kardeşleri de etkinlik kitabındaki aktiviteleri İsmail’le birlikte gerçekleştirmekten çok keyif alıyor.

Evlere haftalık olarak dağıtılan notlar ise çocuk gelişimi gibi konularda annelere kısa kısa bilgiler veriyor. Her haftanın notunda; cinsel istismar, sağlıklı beslenme, oyun, iletişim gibi bir konu yer alıyor. Konuyu Zeliha Hoca anneye anlatıyor, daha sonra Türkçe ve Arapça olarak hazırlanan bilgi notunu anneye bırakıyor. Zeliha, “Anne isterse tekrar okuyor hatta komşularına da anlatmasını istiyoruz” diyor.

Baba Eğitim Programı ile birlikte baba Ahmed de sürece daha çok dahil olmuş. Ev ziyaretleri kapsamında babalara her hafta bir hikâye kitabı ve hikâye yönergeleri ulaştırılıyor. “Babası daha önce de eğitimini yarıda bıraktığı için bu içinde bir ukte olmuş ve o yüzden çok ders öğretmeye çok meraklı. Hikâyeleri İsmail’e hiç aksatmadan okuyor ve sonrasında bize geri dönüş yapıyor” diyor Zeliha.

Ev temelli erken çocukluk eğitimi (EÇE) programı, UNICEF, GAP İdaresi ve Türkiye Kalkınma Vakfı iş birliğiyle gerçekleştiriliyor ve ABD Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu (BPRM) ile Japonya Hükümeti’nin finansal desteği ile gerçekleştiriliyor. Program, Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan ve mülteci sayısının en yüksek olduğu on bir ildeki Suriyeli mülteci çocukları hedef alıyor.