Ş.E.Y. Programı, Safa Ailesine Hayallerini Gerçekleştirmeleri için Yardım Ediyor
Ali, Şartlı Eğitim Yardımı (Ş.E.Y.) Programı sayesinde, babasının desteğiyle okula gidiyor

- Mevcut:
- Türkçe
- English
Safa ailesi ile Mardin’deki Türk Kızılay Toplum Merkezi’nde bir araya geldiğimizde, babaları Bassam bizi 11 yaşındaki oğlu Ali ve 5 yaşındaki oğlu Amir ile tanıştırdı. “4 oğlum var, Hussein ve Mohammad bugün bize katılamadılar, anneleriyle kalmak istediler. Amir ise ağabeyi Ali’ye çok düşkün, o yüzden bugün onunla birlikte buraya gelmek istedi.”
Safa ailesi Türkiye’ye iki yıl önce gelmiş, “İlk başta benim için çok zor oldu” diyor Bassam, “ülkemizden, evimizden ayrılıp buraya geldik ve neyle karşılaşacağımızı hiç bilmiyorduk. İlk amaçlarımdan biri, çocuklarıma bir okul bulmaktı.” Yine de, maddi sıkıntılar yüzünden çocuklar okula gidememiş. Bassam, “Bir gün, çocuklarımın durumuyla ilgili komşularımızdan biriyle konuşuyordum ve kısıtlı gelirimizle üç çocuğu okula gönderebilmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyordum. Komşum bana mülteci ailelerin çocuklarını okula gönderebilmelerine yardımcı olan bir mali yardım programından bahsetti” diye devam ediyor. Aile, Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY) programından haberdar olduktan sonra, Mardin’deki Türk Kızılay Toplum Merkezi’ni ziyaret ederek ŞEY programından yararlanabilmek için gereken ek bilgileri edinmiş. Çocukların eğitimi için alınan her türlü destek, aileye de büyük destek sağlayacağından, böyle bir program olduğunu öğrenmek aile için sevindirici bir haber olmuş. Toplum merkezine yaptıkları ziyaretin ardından aile Ali’yi, 9 yaşındaki Hussien’i ve 7 yaşındaki Mohammad’i okula kaydettirmeye karar vermişler. “Okula gittiğim ilk günü bugün bile hatırlıyorum, çok heyecanlıydım ve biraz da gergindim. Babamın, onu gururlandıracağımı bildiğini söylediğini ve beni epey motive ettiğini hatırlıyorum” diyor Ali.

ŞEY programı Suriyeli ve diğer mülteci çocukların okula kaydolmasını teşvik etmeyi ve devamlılıklarını iyileştirmeyi amaçlıyor. Program ayrıca, en kırılgan durumdaki mülteci çocukların tespit edilmesini ve gerektiğinde hizmetlere erişimlerinin desteklenmesini sağlayan bir çocuk koruma bileşeni de içeriyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 2003 yılından bu yana uygulanmakta olan bir ulusal sosyal yardım programı olan ŞEY’in kapsamı, 2017 yılının başında Suriyeli ve diğer mülteci aileleri de içine alacak şekilde genişletildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Kızılay ve UNICEF arasındaki yakın işbirliği ile yürütülen programın genişletilmesi, Avrupa Birliği’nin (AB) cömert finansal desteği ile sağlanırken, programa Norveç ve Amerika Birleşik Devletleri hükümetleri de katkıda bulunuyor.

Daha sonra, eğitim-öğretim yılı içinde, Ali kendini iyi hissetmediği için 1 hafta okula gidememiş. Türk Kızılay ekibinden bir çocuk koruma görevlisi, ŞEY Programı altında sunulan çocuk koruma hizmetleri kapsamında, Ali’nin durumunu kontrol etmek için evine ziyarette bulunmuş. ŞEY programından yararlanan çocukların herhangi bir ay içerisinde, belgeye dayalı bir gerekçe sunmaksızın dört günden fazla okula gitmemeleri durumunda, bir çocuk koruma görevlisi haneyi ziyaret ederek çocuğun ailesinin herhangi bir yardıma ihtiyaç duyup duymadığına bakıyor ve çocuğun okula düzenli gitmeye devam edebilmesi ve ŞEY ödemelerinin kesintiye uğramasının önlenmesi için aileyi ilgili hizmetlere yönlendiriyor. Ali, ev ziyaretinin ardından çocuk koruma ekibi tarafından, gerekli tıbbi desteği alabilmesi için bir sağlık kuruluşuna sevk edilmiş. Bassam o günleri şöyle hatırlıyor: “Oğlum acı çekiyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Onu en iyi hastaneye götürmek isterdim ama maddi olarak çok sıkışık durumdayız. Sevk sayesinde gerekli tıbbi tedaviyi alabildik ve oğlum iyileşerek tekrar okula gitmeye başladı.”
Bassam şöyle devam ediyor: “Bu programlar için minnettarız. Çocukların ihtiyaçları hiç bitmiyor ve en ufak destek bile çok makbule geçiyor. Onların okula devam etmesi en büyük önceliğimiz. Eğitim almalarını ve özellikle içinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda kendi geleceklerini kendileri inşa etmelerini istiyoruz.”
Ali’ye röportajın sonunda ne söylemek istediğini sorduğumuzda şöyle cevap veriyor: “Bu fırsat için minnettarım. Bir şekilde aileme katkıda bulunduğumu ve babama fazladan yük olmadığımı hissediyorum. Babamın çocukken bir sürü hayali olduğunu ama ailesinin ekonomik durumu yüzünden bunların hiçbirini gerçekleştiremediğini biliyorum. Benim de aynı şeyi yaşamamı istemiyor, bu yüzden onu gururlandırmak ve başlattığı işi devam ettirmek için elimden geleni yapacağım.”