UNICEF: ‘İklim krizi bir çocuk hakları krizidir’

Bilgi Notu

06 Aralık 2019
UNICEF: ‘İklim krizi bir çocuk hakları krizidir’
UN0303168/Mukwazhi/UNICEF

MADRİD, 6 Aralık 2019 –  BM İklim Değişikliği Konferansı COP25 ikinci haftasına girerken UNICEF tarafından bugün yapılan bir açıklamada, en savunmasız durumdaki çocuklara yarar sağlayacak acil yatırımların yeterince yapılmaması nedeniyle iklim krizinin çocuk hakları alanında sağlanan ilerlemeyi tersine çevirdiği belirtildi.

UNICEF İklim Değişikliği, Enerji ve Çevre Kıdemli Danışmanı Gautam Narasimhan: “Kasırgalardan kuraklıklara, sellerden orman yangınlarına kadar iklim krizinin sonuçları etrafımızı sarmış durumda. Bu durum en fazla çocukları etkiliyor, sağlıklarını, eğitimlerini, korunmalarını ve doğrudan yaşamlarını tehdit ediyor. Çocuklar, iklim krizine yanıt verilmesinde başlıca aktörler konumundadır. Tüm çabalarımızı fark yaratabileceğini bildiğimiz çözümlere yöneltmek, afetlere daha az maruz kalınmasını sağlamak, su kaynaklarının yönetilmesinde iyileşmeler yapmak ve ekonomik kalkınmanın çevresel sürdürebilirliği yok etme pahasına gerçekleşmemesini sağlamak onlara karşı borcumuzdur…”

İklim krizinin çocukları nasıl etkilediği ve bunların nasıl ele alınabileceğine ilişkin bazı örnekler:

  • Bugün yaklaşık 503 milyon çocuk, tayfun, kasırga ve fırtına gibi aşırı hava olaylarının ve yükselen deniz seviyelerinin yol açtığı artan sel riskinin tehdidi altındaki bölgelerde yaşamaktadır.  Erken uyarı sistemleri gibi afet riskini hafifletici önlemlere yapılacak yatırımlar bu tür aşırı hava olaylarında çocukların korunmasına yardımcı olabilecek örnekler arasındadır.

 

  • Karayipler bölgesinde aşırı hava olayları nedeniyle yerlerinden olan çocukların sayısı geçtiğimiz beş yıl içinde altı kat artmıştır. 2009 ve 2013 yılları arasında kendi ülkelerinde yerlerinden olan çocuk sayısı 175 bin iken 2014 ile 2018 yılları arasında bu sayı 761 bine çıkmıştır. Bu durumda, ailelerin evlerine dönebilmeleri açısından, zorla yerinden edilme durumlarını sınırlandıracak ve rehabilitasyon süresini kısaltacak stratejiler kritik önem taşımaktadır.

 

  • Yaklaşık 160 milyon çocuk ileri derecede kuraklık çeken bölgelerde yaşamaktadır ve 2040 yılına gelindiğinde her 4 çocuktan biri aşırı su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşıyor olacaktır. Etkin su yönetimini sağlayacak teknolojiler mevcuttur; eldeki tekniklerin daha büyük ölçeklerde uygulanmasını sağlayacak yatırımlar, su kaynaklarının daha iyi tespitine, çıkartılmasına ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasına yardımcı olabilir.

 

  • Hava olaylarıyla bağlantılı afetler kız çocukları için okul terki, zorla evlendirilme, insan ticareti, cinsel sömürü ve istismar gibi riskleri artırmaktadır. Kız çocukların eğitimi ise onların iklim krizine ilişkin farkındalıklarını artırmakta, iklim krizinin etkilerine karşı dayanıklılık ve baş etme kapasitesini geliştirmektedir.

 

  • İklim değişikliğiyle ilişkilendirilebilecek hastalık yükünün hemen hemen yüzde 90’ı beş yaşından küçük çocukları etkilemektedir. Hava sıcaklıklarında, yağışlarda ve nemde meydana gelen değişiklikler, ölümcül hastalıklar yayan sivrisineklerin üremeleri ve hayatta kalmaları üzerinde doğrudan etkilidir. Bununla birlikte, sağlık çalışanlarına ve sağlık sistemlerine sahada sağlanacak desteğin yanı sıra daha gelişmiş erken teşhis kapasitesi sayesinde hastalıkların görülme sıklığını daha doğru haritalayabiliyor, bulaşma mekanizmalarını ve yollarını öngörüp bunları engelleyebiliyoruz.
     
  • 17 milyonu 1 yaşın altında olan yaklaşıık 300 milyon çocuk zehirli hava solumaktadır. Söz konusu çocuklar, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen PM2.5 düzeylerinin altı kat üzerindeki bölgelerde yaşamaktadır. Bu durumun çocukların sağlığı, beyin işlevleri ve gelişimleri üzerinde kısa ve uzun dönemli zararlı etkileri bulunmaktadır. Daha temiz, yenilenebilir enerji kaynakları, kamu ulaşımına ucuz erişim, kentsel yerleşim bölgelerinde daha fazla yeşil alan ve zararlı kimyasalların açıkta yakılmasını önleyen daha iyi atık yönetimi milyonlarca insanın sağlığının daha iyi olmasına katkıda bulunabilir.

 

  • Büyük ölçüde karbon emisyonlarından ve diğer sera gazlarından kaynaklanan zehirli hava çocuklar açısından çok ağır sonuçlar vermekte, pnömoni ve diğer solunum yolu sorunları yüzünden her yıl meydana gelen beş yaş altı yaklaşık 600 bin çocuk ölümüne neden olmaktadır. Tehlikeleri bilinmesine rağmen kirlilik düzeylerinin çok yüksek olduğu birçok yerde sorunu düzenli biçimde ölçecek yer düzeyi izleme sistemleri bulunmamaktadır. Örnek vermek gerekirse, Afrika’daki çocukların yalnızca yüzde 6’sı yer düzeyi ölçüm istasyonlarının bulunduğu noktalara 50 km yakınlıkta yaşamaktadır.

İrtibat Kişileri

Sema Hosta
Chief of Communication
UNICEF in Turkey
Telefon: +90 533 622 8346
Najwa Mekki
UNICEF New York
Telefon: +1917 209 1804

UNICEF hakkında

UNICEF en dezavantajlı durumdaki çocuklara ulaşmak için dünyanın en zorlu kimi yörelerinde çalışmalar yürütmektedir. 190 ülkede ve bölgede herkes için daha iyi bir dünya adına tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için: www.unicef.org.UNICEF’i Twitter ve Facebook’tan takip edin.