İlk kez yayınlanan ortak BM tahminlerine göre, her 16 saniyede 1 ölü doğum gerçekleşiyor

Koronavirüs nedeniyle sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar, 12 aylık bir dönemde yaklaşık 200.000 ilave ölü doğuma yol açarak, bu durumun daha da kötüye gitmesine neden olabilir.

08 Ekim 2020
maternal health
UNICEF/UNI81224/Pirozzi

NEW YORK/ CENEVRE, 8 Ekim 2020– UNICEF, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Bankası Grubu ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İlişkiler Bölümü Nüfus Birimi tarafından ortaklaşa yayınlanan ölü doğum tahminlerine göre, her yıl yaklaşık 2 milyon bebek veya diğer bir deyişle her 16 saniyede 1 bebek ölü doğuyor. 

Yeni yayınlanan Gözardı Edilmiş Bir Trajedi: Ölü Doğumların Küresel Yükü raporuna göre, ölü doğumların büyük bir kısmı (%84), düşük ve alt-orta gelirli ülkelerde yaşanıyor. 2019’da, Sahra Altı Afrika ya da Güney Asya’da her 4 doğumdan 3’ü ölü doğum olarak gerçekleşti.

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore: “Doğumda ya da gebelik sürecinde bebeği kaybetmek, bir aile için genellikle sessizce göğüs gerilen yıkıcı bir trajedidir. Bu durum tüm dünyada çok sık yaşanır. Her 16 saniyede bir, bir yerlerde bir anne ölü doğum yapmanın tarif edilemez acısını yaşıyor. Yaşam kaybının ötesinde, bu durumun kadınlar, aileler ve toplumlar için psikolojik ve finansal bedeli çok ağır ve uzun süreli olmaktadır. Fakat biliyoruz ki bu annelerin büyük bir kısmı için, durum bu şekilde olmayabilirdi. Ölü doğumların büyük bir çoğunluğu; yüksek kaliteli izleme, doğum öncesi uygun bakım ve nitelikli doğum personeli sayesinde engellenebilirdi” dedi.

Rapor, Koronavirüs salgınının küresel ölü doğum sayılarını daha da arttırabileceği uyarısında bulunuyor.  Düşük ve orta gelirli 117 ülkede, salgın nedeniyle sağlık hizmetlerine erişimde yaşanacak yüzde 50’lik bir düşüş, 12 aylık bir dönemde yaklaşık 200.000 ilave ölü doğuma neden olabilir. Bu, ölü doğum sayılarında yüzde 11,1 oranında bir artışa denk gelmektedir. John Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu’ndan araştırmacılar tarafından rapor için yapılan modellemeye göre, 12 aylık dönemde 13 ülkede ölü doğum sayılarında yüzde 20 veya üzeri bir artış görülebilir.  

Ölü doğumların büyük bir kısmı, gebelik ve doğum sırasında sağlanan bakımın kalitesinin düşük olması nedeniyle yaşanıyor. Rapora göre bakım kalitesinin düşük olmasına yol açan temel neden; doğum öncesinde ve doğum sırasında verilen hizmetlere ve hemşire ve ebe işgücünün güçlendirilmesine yönelik yeterince yatırım yapılmaması.  

Ölü doğumların yüzde 40’ından fazlası doğum sırasında gerçekleşiyor. Bu kayıplar, doğumda eğitimli sağlık çalışanlarına erişim sağlanması ve zamanında gerçekleştirilen acil doğum bakımı ile önlenebilir. Sahra Altı Afrika, Orta ve Güney Asya’da ölü doğumların yaklaşık olarak yarısı doğum anında yaşanırken; Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bu oran yüzde 6’dır.  

Salgının sağlık sistemlerinde ciddi aksaklıklara yol açmasından önce de, düşük ve orta gelirli ülkelerde çok az kadın, ölü doğumların önlenmesi için zamanında ve yüksek kaliteli bakıma erişebiliyordu. Raporda incelenen 117 ülkenin yarısında sezaryen, sıtma önleme, gebelikte yüksek tansiyon yönetimi ve frengi teşhis ve tedavisi gibi 8 önemli anne sağlığı müdahalesi, sigorta tarafından en az yüzde 2 ve en fazla yüzde 50 oranında karşılanıyor. Tahminlere göre, doğum sırasında ölü doğumların önlenmesi için kritik bir müdahale olan yardımlı vajinal doğuma ihtiyaç duyan hamile kadınların yarısından azı sigorta kapsamında bu hizmete erişim sağlayabiliyor.

Çocuk ölümlerine neden olan durumları önleme veya tedavi etme konusunda sağlık hizmetlerinde kaydedilen ilerlemelere rağmen, ölü doğum oranının düşürülmesindeki ilerleme yavaş olmuştur. 2000’den 2019’a kadar, ölü doğum oranındaki yıllık azalma oranı yalnızca yüzde 2,3 iken, yine aynı dönemde yenidoğan ölümlerinde yüzde 2,9 ve 1-59 ay arasındaki çocuk ölümlerinde yüzde 4,3 azalma yaşanmıştır. Fakat sağlam politikalar, programlar ve yatırımlarla daha fazla ilerleme sağlamak mümkündür.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus: "Bir bebeği dünyaya getirmek, mutlulukla dolu muazzam bir an olmalıdır. Ancak, her gün binlerce ebeveyn, bebekleri ölü doğduğu için dayanılmaz bir üzüntü yaşıyor. Ölü doğum trajedisi, temel sağlık hizmetlerini güçlendirmenin ve sürdürmenin ne kadar hayati olduğunu ve hemşirelere ve ebelere yapılan yatırımı arttırmanın ne kadar kritik olduğunu göstermektedir” dedi.

Rapor ayrıca, ölü doğumun sadece yoksul ülkeler için bir sorun olmadığını da belirtiyor. 2019 yılında, 39 yüksek gelirli ülkede ölü doğum sayısı yenidoğan ölümlerinden fazlaydı. 15 ülkede de, yenidoğan ölümlerinden daha fazla sayıda ölü doğum gerçekleşti. Yüksek gelirli ülkelerde eşitsizliğin en önemli tetikleyicilerinden birinin, annenin eğitim seviyesi olduğu görülmektedir.

Hem düşük hem de yüksek gelirli ülkelerde, ölü doğum oranları kırsal alanlarda kentsel alanlara kıyasla daha yüksektir. Dolayısıyla sosyo-ekonomik durum da ölü doğumların görülme sıklığının artmasına yol açmaktadır. Örneğin, Nepal’de, alt sınıftaki kadınların ölü doğum oranları, üst sınıftaki kadınlardan yüzde 40 ila 60 daha yüksektir.

Özellikle yüksek gelirli ülkelerdeki etnik azınlıklar, yeterli kalitede sağlık hizmetlerine erişimden yoksun olabilir. Örneğin raporda, Kanada’daki İnuit nüfusunun, Kanada’nın geri kalanından neredeyse üç kat daha yüksek ölü doğum oranlarına sahip olduğunun gözlemlendiği belirtilmiştir. Raporda ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Afrika kökenli Amerikalı kadınların, beyaz kadınlara kıyasla ölü doğum riskinin neredeyse iki katı olduğu da ifade edilmiştir.

Dünya Bankası Sağlık, Beslenme ve Nüfus Küresel Direktörü ve Kadınlar, Çocuklar ve Ergenler için Küresel Finansman Aracı Direktörü Muhammad Ali Pate: “Koronavirüs, hayat kurtaran sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar nedeniyle kadınlar, çocuklar ve ergenler için yıkıcı bir ikincil sağlık krizini tetikledi. Hamile kadınların hamilelikleri boyunca ve doğum sırasında kaliteli bakıma sürekli erişmeleri elzemdir. Ölü doğumları önlemek ve her hamile kadının kaliteli sağlık hizmetlerine erişmesini sağlamak için ülkelere sağlık sistemlerini güçlendirmelerinde destek oluyoruz” şeklinde konuştu.

 

İrtibat Kişileri

Sema Hosta
Chief of Communication
UNICEF in Türkiye
Telefon: + 90 312 454 10 10

UNICEF hakkında

UNICEF en dezavantajlı durumdaki çocuklara ulaşmak için dünyanın en zorlu kimi yörelerinde çalışmalar yürütmektedir. 190 ülkede ve bölgede herkes için daha iyi bir dünya adına tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için: www.unicef.org.UNICEF’i Twitter ve Facebook’tan takip edin.